ANKİLOZAN
  yasanmis hikayeler
 

Yaşanmış hikayeler-1

PSİKOTERAPİST 

                 Zaman zaman hastanelerde yaşamış olduğum,bazen hüzünlü bazen komik anektodlarımı da yazarsam,tıp yayınları gibi okuyucuların sıkıntılarını azaltmak gereği duyduğum için, yaşanmış hikayeler serisini başlatıyorum.Bu hikayeler kronolojik olmayacağı için aklıma geldikçe yazacağım.

 

Yıl :2005 yer: Ank.Dışkapı SSK hastanesi FTR kliniği 

     
O sene benim AS 'la ilgili bütün değerler isyan etmişti.6 ay önce aldığımız yatak randevusunun da günü gelmişti. Yaka-paça beni

aylarca beklediğim şiltesi kanlı(afedersiniz)sidikli yatağın çarşafını sererek ,cumburlop attılar.

     Her yerim tutuk olduğundan, o geceyi hatunla birlikte ahhlarla-offlarla geçirdik. Sabah vizitinde büyük ekip ,başlarında hocalarıyla hoşgeldine geldiler.Tabii FTR nin müdavimi olduğumdan,beni tanıyan bazı doktorlar ve fizyoterapistler bu ne hal Yılmaz bey dediler. Tutukluk ve şiddetli ağrılardan dolayı cevap vermedim.Bakışlarımla ne demek istediğimi anlattım .Hoşlarına gidip-gitmediğini biliyorum.Çünkü bir tepki göstermediler. 

     Herneyse, konuyu fizyoterapiste getireceğim.Pardon, psikoterapiste getireceğim.(Bu ünvanları da oldum olası hep karıştırırım). 

     Ertesi gün, bu zat beni odasına davet etti.Çay ikram edecek diye bende sevindim.Güç-bela hanımın hastane içinde bulduğu,bir tekeri dönmeyen,ayaklıkları olmayan ,beni hurdaya ayırın diye avaz-avaz bağıran sözüm ona tekerleki sandalyeye bindim. 

    
Saygıdeğer doktorun odasına girdik.Ana adı -baba adı, hastalığın hikayesini anlattıktan sonra iş bitti.Gidebilirsiniz dedi.Klinikte 40 gün yattım ama bir daha o zatı göremedim.Aslında zatın kendisi psişik vaka ! bana ne faydası olacak.

 

     Aslında bizim gibi AS hastalarının psikolojik bunalıma girdiklerini çok iyi bilenlerdenim.(intihar etmeyi bile düşünmüş biri olarak).Ne yazık ki bunalımlarımızdan arındıracak psikiyatris bulmak biraz zor.Ancak özel terapi hizmeti alırsanız,faydası olur kanısındayım.

 

     Ben böyle bir hizmet almadım,ama hayata daha farklı bakmaya,Hoca

Nasreddin gözüyle bakmaya çalıştım.

 

     Sizlerin de bu açıdan bakmanız,hayatı ve AS'yi sevmenize vesile olacaktır.

 

Yaşanmış Hikayeler-2 :

KALÇA PROTEZİ AMELİYATI  

Yıl : Temmuz 1996    Yer : Ankara SSK Hastanesi Ortopedi-2 servisi

 

     AS den dolayı kalça kemikleri (sakro iliyak) görevlerini yapamaz duruma gelince,ortopedi doktoruyla ameliyata karar verdik.5nci kattaki ortopedi servisindeki 10 kişilik odaya adımımı attım.Aman Allahım bu nedir böyle? Yatanlar sanki güneydoğu gazileri gibiydiler.İnsanın ister istemez morali bozuluyor.

     Yatışımızdan 4 gün sonra, gerekli tahliller yapıldıktan ve 3ünite Rh+B kan temininden sonra hemşirenin moral iğnesiyle karşılaştık.İğneden sonra herşeyi tozpembe görmeye başladım.Ameliyat olacak olan ben değilmişim gibi her tarafa gülücükler dağıtıyordum.

     Ameliyathaneye girdikten sonra daha önceden takılan stenden verilen narkozla bu dünyadan elimi eteğimi çekmiş oldum.

     Akşam saat 20.00 civarlarında kendime gelmeye başladım.Yatağımın etrafı sevenlerimle doluydu.Tabi o gecem çok rahat geçti diyemem.Ertesi gün öğleden sonra koltuk değnekleri ile yavaş yavaş yürümeye başladım. 3 gün sonra da taburcu oldum.

     Sol bacağıma da, Mart 1997 de protez taktırdım.Ama bu ameliyat iyi olmadığı için benim bacağı 2 cm kısaltmışlar ve tam yerine oturtamadıkları için, bastonumu bırakamadım.

     Temmuz 2003 te tekrar bıçak altına yattım.Bacağım düzelsin de bastonsuz yürüyebileyim diye !

      Heyhat ne gam... Doktorun beceriksizliği beni yine bastonuma mahkum etti.

 

                                

 

     Yukarıdaki resimler kalça protezini ve takılışını kabaca gösteriyor. Ameliyata girmeden önce bir fikir versin dedim.

      Ameliyata hazırlanın bakalım.Her şeyinizi steril hale getirin.Sakın ha ! benim acemi doktor gibi hata yapmayın.

     Yapacağınız işleri, bayan doktor ile beraber yapacaksınız. Bistüri ve diğer malzemeleri mausunuzun tıklamalarıyla gerçekleştireceksiniz.

     Hadi kolay gelsin.İlk iş olarak aşağıdaki linke tıklayın.Daha sonra bayan doktora tıklayın(kafasına değil)

 

http://www.edheads.org/activities/hip/index.htm

 

26/6/2007

BASTON

 

   Baston deyince,aklıma hep Devrek bastonu gelir.

 

Ahlat-Iğdır bastonu da kalitelidir.kızılcık ağacının dallarından yapılanı pek kaliteymiş.Hele bir de sanatını o kızılcık dalına işlersen,sapına kobra,aslan başı,hatta keçi ayağı bile takabilirsen.Ustasının maharetine göre paha biçilmez hale gelir.

 

 

   Aslında bastonun kalitesi, vücuduna destek verdiği dedenin,ninenin, hele hele özürlü insanın yanında ister kızılcıktan isterse kavak dalından olmasının bir hikmeti  yoktur. 

 

 

   Benim bastonumun maddi değeri yok ama beni hayata bağlaması,vücudumu taşımasıYere sağlam basmak için üçüncü ayak olmasının çok büyük değeri vardır.

  Ben ona gönülden bağlıyım,nereye gitsem benimle gelir.

Misafirliğe gitsem de baş köşeye onu koyarım.

Gece yatağımın baş ucunda yeri vardır.

 

  Üç sene önce senden kurtulacağım artık dedim.

Mahsun mahsun bir köşeye kıvrılıp,yüzüme baktı.

 

  Ahı tutmuş olacak ki ! ameliyat olmama rağmen yine ona muhtaç oldum.

  İşte ondan sonra sevgili bastonumun değerini bir kat daha anladım.

  Benim nezdimde maddi değeri değil, manevi değeri dünyalara bedeldir.

  Seni çok seviyorum.Benim canım bastonum. Ben senden ayrılamam.

 

 

 

yaşanmış hikayeler- 3

ÖLEN YOKMUŞ

Yer ;keçiören sanatoryum hastanesi.

tarih; 22temmuz 2007

Üç yıl önce ameliyat olduğum sol kalçamdaki dikiş yerlerinden, iki ay önce bir şişlik meydana geldi. İlk zamanlarda pek önemsememiştim.

Gün geçtikçe beni rahatsız etmeye başladı.Bunun için Yenimahallede semt polikliğine gittik.Genel cerrah uzman doktor hanım,oranı oymamızlazım .

Keçiören sanatoryum hastanesine gidin, girişinizi yaptırın dedi.

pazartesi günü ameliyat olacağım için, bizim hatunla oraya gittik.
işlemleri yaptırırken gençten biri, ayaküstü hatunla sohbet etmiş;
-geçmiş olsun abla neyiniz var ?
-ben hasta değilim,bizim beyi ameliyat ettireceğiz.
-ablacığım, ben iki senedir bu hastanede tedavi oluyorum.
o kadar çok ciğer kesiyorlar ki, daha şimdiye kadar hiç ölen olmamış !!!
-sahi mi diyorsun ?
-evet ablacığım, buranın doktorları çok kaliteli.
-öyleyse ben vazgeçeyim.Beyi dışkapıya götüreyim.Oradaki doktorlar % 50 garanti
veriyorlar.


Not ;bire bir olan bir olay.Hatun daha sonra bana anlattı.
Ama onun beklentisi gibi olmadı.Sağ-salim ameliyatımı oldum ve bu yazıyı yazdım isbat için.

 

Yaşanmış hikayeler-4

ENGELLİ PLAKASI

 

Yıl : 31 Temmuz 2007

Yer : SSK Etlik Kadın doğum hastanesi

 

Benim bu hastalığımdan dolayı hastaneler bizim meskenimiz oldu.Hatunla beraber o hastane senin bu hastane benim deyip köşe kapmaca oynarcasına turalayıp duruyoruz.Nasılsa sevk gibi bir engelimiz kalmayınca,kendimize engeller yaratmaya çalışıyoruz.

 

Geçen hafta ameliyat olduğum kalçamdaki dikişlerden yine iltihap akmaya başladı.Yine sevgili doktorumuzun yanına koştuk.Akan sıvıdan biraz numune alarak bize verdi.Bunu Keçiören Sanatoryum hastanesi mikrobiyoloji servisine bırakın dedi. Onu bıraktıktan sonra dönüşte, SSK Etlik doğumevine uğrayarak hatunun bir hafta önce yaptırmış olduğu tahlilleri alalım dedik.Hatun inerek hastaneye gitti. Ben de bir kenarda beklemeye başladım.

 

Oranın park kahyası yanıma gelerek ;

-Burada bekleyemezsiniz

-Peki beklemeyeyim de buranın engelliler parkı yok mu? dedim.

şöyle bir eğilerek plakama baktı.

-Bu engelli plakası değil !

-Arabanın kapısını açtım,dışarı çıktım.

-Plaka daha hasar görmediği için engelli değil ama ben engelliyim diyerek 6.10 geçe naturamı gösterdim.

Doktorların park yeri benim de park yerim oluverdi,bir dakikada...

 

 
  Bugün 42 ziyaretçi (81 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol