ANKİLOZAN
  Ankilozan Spondilit AS
 




          ÖNSÖZ

 

     
 
Tarih boyu,insanoğlu yaşam standartını yüksek tutmak için, hastalık  denen illetle daima savaşmıştır. 
 
  
 
 
     Ben de 22 yıldır,ANKİLOZAN SPONDOLİT denen başbelası bir hastalıkla savaşıyorum.
 
 
 Bu savaşta malup olacağım kesin olmasına rağmen,savaşı ne kadar çok uzatabilirsem,bedenime verdiği zararları ne kadar asgariye indirebilirsem, kendimi bu savaşın galibi gibi göreceğim.    
 
 
 
 
  Biliyor musunuz bu ankilozan çok kalleşçe savaşıyor. Beni 1985 yılı Şubat ayında yakaladığında altı ay yatakta tuşa getirdi. Doktorların verdiği ilaçlar  ile zar- zor ayağa kalktım. Aradan onbir sene geçince, bana birdaha saldırdı. Bu sefer yedi ay arayla  kalçalarıma protez taktırmak zorunda kaldım.Yoksa yürümeme engel olmaya  başlamıştı. 
 
 
 
 
 
 
 
 Bu başarımı hazmedemeyen kalleş ankilozan, omurgama yöneldi, omurgamı öne doğru eğerken omurlar arasını da kaynatarak, hareket kabiliyetimi kısıtlamaya başladı. Bu yaptıklarım sana yetmez diyerek, gözlerimle oynamaya başladı. Gözlerine Üveit hastalığını musallat edeyim de dünyayı sis perdesi arkasından gör dedi. Onun bu saldırısına da karşılık vererek gözleri şimdilik kurtardık. Bakalım bundan
 
 
  
 
 sonra bedenimin neresiyle oynayacak. Ama ben onun yapacağı  tahribatları biliyorum.
Belki böbreklere vuracak, o olmazsa kalbe vuracak, o olmazsa akciğere vuracak yani sizin anlayacağınız vuracağı birçok yer var.
 
 
    Bu siteyi açmamdaki sebep de, Ankilozan Spondilit illetine yakalanmış olanlara bugüne kadar edindiğim bilgileri bir nebze de olsa aktarmak.  Eğer bu yazılarım,benim gibi hasta birine fayda sağlarsa, dünyanın en mutlu İnsanı olacağım. Böylece o kalleş hastalıktan da intikam almanın huzurunu yaşayacağım.
 

 ANKİLOZAN SPONDİLİT       

   
  Günümüzde bel ve omurga ağrısı şikayetleri gittikçe  artan bir sorundur.                         
    Bu yüzden yıllarca yanlış tedaviler uygulanmaktadır.
  • Yanlış teşhisler yüzünden hastalık ilerlemekte,
  • Geri dönüşü olmayan omurga bozulmalarına sebep olmaktadır.
  •  AS ölümcül bir hastalık değildir.
  • Önlem alınmazsa yaşam kalitesini düşüren,romatizmal bir hastalıktır.
  • Teşhis ve tedavisinde geç kalınmış bir AS hastasının alacağı vücut
  • Pozisyonu aşağıdaki kişi gibi olmaktadır..  
 Ancak bu kaçınılmaz bir son değildir.
 Erken teşhis ve tedaviyle hastalık kontrol altına alınabilir.
  
 

  Ankilazon Spondilitin belirtileri şunlardır ; 
  •  Yavaş yavaş artan bel ağrısı ve sertlik,
  •  Gün içinde hareket etmekle veya egzersizle azalan sabah sertliği
  •  Ve bel ağrısı,
  •  Ateş ve gece terlemesi,
  •  Yorgunluk,
  •  Solunum güçlüğü,
  •  3 aydan uzun süreli bu belirtiler,
  •  
     İleri dönemde şekil bozukluğu ve kamburluk. 
 

ASHAF   :

 
      Ankilazon spondolit hasta derneği olan ASHAF AS’li astaların,hastalığını öğrenmesi ve etkin tedavi yolları konusunda bilinçlenmesive toplumsal hayatının olabilmesini sağlamak amacıyla Eylül 2007 yılında kurulmuştur.
    
         AS’liler bu adreste buluşarak, hastalıkları hakkında bilinçlenmekte, birbirleriyle tanışarak moral kazanmakta ve sosyal hayatlarına devam etmektedirler. 
 

                **********************
 

 AS kimlerde görülür ?

 
  • Erkek, kadın ve çocuklarda AS farklı mıdır ?

    Evet. Aralarında bazı küçük farklılıklar vardır.

    Erkekler :
    Leğen kemikleri ve omurga sıklıkla tutulur. Göğüs kafesi, kalça, omuz ve ayak eklemleri de tutulabilir.

    Kadınlar :
    Genellikle, AS’in kadınlarda çoğu kez erkeklerden daha hafif seyrettiğidir.Hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasıyla, tanı konulması arasında geçen süre, kadınlarda (5 yıl) erkeklerde (3 yıl) daha uzundur. Omurga tutuluşu genellikle erkeklerden daha az şiddetlidir. Leğen kemiği, kalça, el ve ayak bileği eklemleri daha sık tutulur. AS, doğurganlık yeteneği, gebelik ve doğumda herhangi bir sorun yaratmaz.

    Çocuklar 
    :
    11 yaşının altındaki çocuklarda AS belirtileri görülmesi nadirdir. Tipik olarak diz, ayak ve ayak bileği, kalça eklemleri tutulur. Nadiren bel ağrısı olur. Gençlerde kalça tutuluşu şiddetli seyredebilir ve bu hastalarda yetişkin yaşlara varıldığında kalça protezi gerekebilir. 
    AS’in belirtileri nelerdir ?
     
  • 1. Haftalar ya da aylar içinde yavaş yavaş artan bel ağrısı ve sertlik.
    2.
    Gün içinde hareket etmekle ya da egzersizle azalan sabah sertliği ve ağrısı. 3.Egzersizlerden sonra daha iyi, istirahatten sonra daha kötü hissedilmesi (sözgelimi bel fıtığı gibi).
    4. 
    3 aydan uzun süredir belirtilerin varlığı.
    5. 
    Özellikle erken dönemlerde, kilo kaybı.
    6. 
    Yorgunluk.
    7. 
    Ateş ve gece terlemesi.

    Tipik belirtiler bunlar olmasına karşın, bazen farklı şekillerde başlangıç görülebilir. Belde belirgin bir ağrı olmaksızın, kaba etlerde bazen bir tarafta, bazen diğer tarafta değişici şekilde ağrı ile başlaması da sıktır. Bu ağrı bele, uyluğa yayılım gösterebilir.

    Bazen de yalnızca topuk ağrısı, göğüs ağrısı ile başlayabilir.
    Sabahları daha kötü oluyorum.


    Bu beklenen bir şeydir. Hastalığın tipik özelliklerinden biri, gecenin geç ve sabahın erken saatlerinde ağrı ve sertliğin belirgin olması ve gün içinde hareket ya da egzersizlerle düzelmesidir. Benzer şekilde sinema ya da tiyatroda uzun süre oturduktan, ya da uzun süre araba kullandıktan sonra ağrı ve sertlikte artma olabilir. 

 
 AS diğer eklemleri etkiler mi ?

Evet. AS bazen, kalça, diz, ayak bilekleri ve omuzda ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığına neden olabilir. Topuklarda ağrı görülebilir. Az sayıda hasta çene eklemi de etkilenebilir.

AS diğer organları etkiler mi ?

Evet. Bazen göz, kalp, akciğerler ve böbrekleri etkileyebilir. Bunlar yaşamsal sorunlar yaratacak etkiler değildir ve daha kolay tedavi edilebilirler.

AS gözü nasıl etkiler ?
 AS gözün bazı bölümlerinde yansısal olaya neden olabilir. Bu durumda genellikle ilk belirti, görmede hafif bulanıklaşmadır.

     Ama, kızarık bir gözle birlikte keskin bir acı da temel belirti olabilir. Kalıcı hasar oluşmaması için hemen tedavi edilmelidir. Bu durumda bir göz doktorundan yardım almak ve ona AS hastası olduğunuzu belirtmek yerinde olacaktır.
Göz doktorunun vereceği göz damlaları yangıyı kısa sürede azaltacaktır.
Yangı dirençli ise, bu damlaları uzun süre kullanmak gerekli olabilir.


AS kalbi nasıl etkiler ?
AS’de bazen kalp hafif derecede etkilenebilir. Hastaların çoğunda o kadar hafiftir ki, ortaya çıkarmak zordur. Kalp kapakları ve ileti sisteminde bozukluk ortaya çıkabilir. Ancak, bunlar genellikle hastalarda herhangi bir sorun yaratmaz.

AS akciğerleri nasıl etkiler ?
Göğüs kafesi eklemleri ve kaslarını etkileyerek, özellikle soluk alıp verme, öksürme, aksırma, esneme, ıkınma sırasında ağrıya neden olabilir. Akciğerlerin tamamen havalanmasında bozulmaya yolaçar. Bazen akciğerlerin iç yapısında da tutuluşa neden olabilir.

Bu nedenlerle, AS’te solunum egzersizleri çok önem taşır.AS’in geç dönemlerinde göğüs duvarı tamemen hareketsiz hale gelebilir ve akciğerlere hava giriş çıkışı etkilenebilir. Bunun anlamı, solunumun durması demek değildir. soluk alıp verirken, diyafram kası sürekli çalışır ve karnınız hareket eder.

Aşırı yemek ve kalın giyinmek solunum için gereken çabayı arttıracağından, bunlardan kaçınmanız sizi daha rahat ettirecektir. Sigara içmemek çok önemlidir. Sigara içilmesi solunumu zorlaştıracağı gibi, ciddi göğüs hastalıklarına da neden olabilir.

AS böbrekleri nasıl etkiler ?
Az sayıdaki, ileri AS’li bazı hastalarda böbreklerde amiloid adı verilen bir proteinin birikmesi sonucunda böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir. Steroid yapıda olmayan yangı giderici ilaçlar da uzun süreli kullanımda bazı böbrek sorunlarına yol açabilir.
 
        Sağlıklı bel güçlü, hareketli ve ağrısız olmalıdır.

   
Sağlıklı bele ancak belli kurallara uyarak sahip olabiliriz.

- Sırtınızı ve belinizi düz tutun.

- Kötü duruş; sırttaki kamburluğu, beldeki içe çöküklüğü artırır.

- Sırtınızı ve belinizi düz tutun.

- Kötü duruş; sırttaki kamburluğu, beldeki içe çöküklüğü artırır.

- Sık pozisyon değiştirin.

- Özellikle belin normal eğriliğini korumaya özen gösterin.
it olarak her iki elinize bölün.

- Hareketlerinizi önceden planlayın.

- Ucuz kahramanlık yapmayın yardım isteyin.

- Asla ağır cisimleri kaldırmayın.

- Yerden bir şey alırken eğilmeyin, dizlerinizi büküp çömelin.

- Belinizle değil bacaklarınızla yükü kaldırın.

- Ağırlığı mümkün olduğu kadar belinizden yukarı ve vücudunuza   yakın tutun.

- Dönmeniz gerekiyorsa belinizle değil, vücudunuzla dönün.

- Ağır cisimleri çekmeyin, itmeyin ve yukarı doğru kaldırmayın.

- Koltuğa düzgün oturun.

- Gerekirse bel kıvrımınıza uyan yastıkla belinizi takviye edin.

- Otururken sırtı düz tutun ve yaslanın.

- Yatarken sert ve ortopedik yatakları tercih edin.

- Salt yer ve tahta üzerine yatmak doğru değildir.

- Yatarken bacaklarınızı gergin tutmayın.

- Sırt üstü yatarken baldırlarınızın altına koyulacak küçük bir   yastık sizi rahat ettirecektir.

- Kilonuza dikkat edin, dengeli beslenin.

- Sigara içmeyin.

- Günlük gerilim ve streslerinizi azaltın

- Düzenli ve günlük egzersiz yapın.

-Tempolu yürümek, yüzmek ve koşu sizin için ideal sporlardır.
ANKİLOZAN SPONDİLİT
 
 
 
Yazar Doç.Dr. Turan USLU  
Cuma, 30 Eylül 2005
 
 
 
Ankilozan spondilit (AS); öncelikle omurgayı ve sakroiliak eklem dediğimiz, leğen kemiği ile sağrı (sakrum ) kemiği arasındaki eklemleri tutan kronik bir hastalıktır. Hastalık; göz, kalp, kalp kapakçıkları ve akciğerleri de etkileyebilir.
AS'in görülme sıklığı toplumdan topluma değişmekle birlikte, ortalama olarak her bin kişide 1 ile 2 arasındadır. Daha çok erkeklerde görülür. Kendisi ankilozan spondilit' e yakalanan kişinin çocuklarında da bu hastalığın görülme riski % 10 ile 20 arasındadır.
AS'in oluşma mekanizması, oldukça karmaşık olmakla birlikte, en genel kabul edilen görüş, hastalığın bir takım bağırsak ve üreme sistemi enfeksiyonlarına yol açan bakteri türlerinin bağışıklık sistemini uyarması sonucu ortaya çıktığıdır.
 


Hastalığın belirtileri nelerdir? 
 
 
 
 
 
AS'in ilk belirtisi, genç insanlarda yavaş yavaş ve sinsi başlayan bel ağrısıdır. Önceleri sakrum üzerinde duyulan ağrı daha sonra bele yayılarak sürekli bir ağrı ve tutukluk yapar. Bu tutukluk en fazla sabah olup günün ilerleyen saatlerinde ve hareket ettikçe veya sıcak duş alınca hafifler.

Hasta bazen yataktan kalkarken sırtını ve belini rahatça büküp döndüremediği için öne doğru eğik dolaşır. Belde sertlik ve tutukluk bazen ağrıdan önce gelir.

Romatoid artrit ve kireçlenmeler de görülenin tersine, hastalık önce eklem çevresindeki ligamentlerden, diğer bir deyişle bağların ve kasların kemiklere bağlandığı uçlarda başlar ve bu bölgelerdeki iltihap sonucu dokular sertleşir ve bir anlamda kireçlenir.
Kireçlenme, omurgayı oluşturan vertebraları (omurları) boydan boya tutarak omurganın değişik yönlerdeki hareketliliğini giderek azaltır ve hatta omurga eklemlerini kilitleyebilir.
 
 
 
 
 
Üst üste dizilmiş tuğlaları ve tuğlalar arasında şişirme su yastıkları olduğunu düşünün. Yanlardan kalın lastik şeritlerle bu tuğlaları bir arada tuttuğunuzda bu sert tuğlalardan ve esnek su yastıkçıklarından oluşan bu sistem hem esnek hemde lastik bantlar sayesinde sağlamdır. İskelet sistemimizin direği işlevini gören omurgamız da benzetmeye çalıştığımız üst üste dizilmiş tuğlalar gibidir. Küçük vertebra kemiklerini tuğlalar, vertebralar arasındaki yarı sert disk yapıları da tuğlalar arasında ki su yastıkları gibi gözümüzün önüne getirdiğimizde bu her yana esnek biçimde eğilen yapı, AS'de sertleşir ve tuğlalar arasındaki su yastığının ve yandaki lastik şeritlerin yerini çimento sıva alır. Diğer bir anlatımla, omurlar arası diskler kireçlenir ve omurları saran lifler de bu kireçlenmenin yayılması ile katılaşır. Sonuçta, öne, arkaya ve yanlara eğilmeyen, çabuk kırılmaya eğilimli ve kırıldığı noktalarda da kamburlaşan bir omurga karşımıza çıkar. Göğüs kafesi de bu hastalıktan etkilenir. İlk başta göğsün üst tarafındaki sternum kemiği (iman tahtası) çevresinde ağrılı şişlikler oluşur ve bu durum ilerledikçe göğüs kafesinin çevresindeki eklemler sertleşir ve normalde yaptıkları açılıp kapanma yada kalkıp inme işlevlerini yerine getiremezler. Sonuçta, hastanın derin nefes alma yeteneği azalır ve göğsün nefes alıp vermeyle genişleme kapasitesi 2 cm'nin altına düşer (normalde 4 cm'nin üzerinde).

Hastalık nasıl seyrediyor?
 
 
  Hastalık her hastada farklı biçimde seyretmesine ve zaman zaman alevlenip zaman zaman yatışmasına karşın, genel olarak hayatı tehdit edici değildir. Çoğunlukla, 10 yıllık bir süre içinde kendiliğinden durabilir; en azından hastalığın ilerleyişi ve şiddeti azalabilir.
Kalça tutulması, hastalığın gidişatının iyi olmadığını gösterir ve kalça tutulması hastalarda en önemli rahatsızlık ve sakatlık sebebidir.

Kalça tutulmasının yanısıra diz, omuz gibi büyük eklem tutuluşu olan hastalarda da hastalık ağır seyreder. Kadınlarda kalça, omuz, diz gibi çevresel eklem tutulumu daha sıktır.
Yine kadınlarda boyun omurgası daha sıktır.

Tedavisi mümkün müdür ?
 
 
 
Ne yazık ki, bu hastalığı önleyebilmek ve tamamen iyileştirebilmek mümkün olmayabilir. Yine de, sıkı bir doktor takibi, fizik tedavi programları ve egzersizler ile hastanın şikayetleri azaltılıp eklemlerin esnekliği korunmaya çalışılır.
Yine kaplıcalar bu hastalarda büyük semptomatik iyilik sağlar.
 

Tedavide hasta eğitimi ve hastanın bu eğitimi uygulaması çok önemlidir. AS'li hastalar kesinlikle sigara içmemelidirler. Hastanın dik durması, düzenli egzersizler yapması ve mümkünse yastıksız yatması ve dizlerini karına çekmeden yada yüzükoyun yatması omurgasını korur.
 
 
 

 

 

 

 

 

 

Beli arkaya doğru eğen egzersizlerin yanı sıra, hastanın kendine yapabileceği en büyük iyilik, yüzmektir. Öne eğilerek yapılan sporlar zararlıdır.Tedavide antiromatizmal ilaçlar, sulfasalazin gibi klasik ilaçlar kullanılır.

 
 

 

 

 

 

 

 

Eğer omurganın dışında, kalça, diz, omuz gibi eklemler de tutulmuş ise, eklem içlerine hyaluronik asid (Hyaluronan ) verilmesi ve bazen de eklem çok ağrılı ise, buna kortizon eklenmesi gerekebilir.

 
 

AS'de omurgada, özellikle boyun ve bel kısmında farkında olunmayan tehlikeli kırıklar olabilir. Bu nedenle, çok küçük bir kaza sonrası bile oluşan ani bel ve boyun ağrılarında gerekli radyolojik, MRI gibi incelemelerin yapılması gerekir.

    AS ve GİRDAP    ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ.
 
  Bugün 24 ziyaretçi (45 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol